BackgroundThe aim of this study was to evaluate effects of different polishing methods and whitening agents on surface hardness and roughness of nano-hybrid composite resin. Material and MethodsIn total, one hundred twenty disc-shaped specimens were prepared to nano-hybrid composite (Charisma Diamond). 60 samples were used for microhardness measurements and the others were used for the evaluation of surface roughness. Samples were divided randomly into two subgroups (n = 30 each). In first group a low-viscosity liquid polishing agent (Biscover LV) was applied. In the second group, nothing was applied. All the samples were stored in distilled water at 37°C for 24 h. After initial measurements were completed, samples were divided randomly into three subgroups for bleaching application. 10% carbamide peroxide (Opalescence PF), 45% carbamide peroxide (Opalescence PF Quick), 38% hydrogen peroxide (Opalescence Boost) was applied. Then microhardness and surface roughness measurements of samples were repeated and data were recorded as final values for each sample.ResultsWhen the polishing techniques were compared, no signicant difference was observed in surface hardness and roughness. When the bleaching agents were compared, the 10% carbamide peroxide and 38% hydrogen peroxide containing bleaching agent groups showed statistically significant differences between pre- and post-procedure hardness values (p<0.05).ConclusionsOffice-type bleaching agent containing CP was observed to be more secure for composite resins than other bleaching agents. No negative effect of glaze materials on the protection of surface roughness and hardness of composite resin was observed. Key words:Composite resin, bleaching, surface hardness, surface roughness.

Exposure to the fresh detox juices used in this study led to similar color changes in the RBCs used in this study.

BackgroundThe aim of this study was to evaluate the effect of a desensitizing agent on microleakage of Class V cavities.Material and Methods72 premolar teeth were used. There were 6 groups. Class V restorations were prepared with two different restorative materials (Equia fil, GC, America and Grandio, VOCO, Germany) and two adhesive systems (Clearfil SE Bond, Kuraray, Japan and S3 Bond Plus, Kuraray, Japan) with and without desensitizing agent (Gluma Desensitizer, Heraeus Kulzer, Germany). Restorations were polished with aluminum oxide abrasive discs. Then a range of 5 - 55C thermocycling was performed 10.000 times. The microleakage of restorations was examined with dye penetration method (Basic fuchsine). Bonferroni corrections and Kruskal-Wallis test were used to determine the significance of differences in occlusal and gingival dye penetration scores between groups.ResultsThere was no stastistical significance between the occlusal and gingival microleakage scores within the groups were shown.ConclusionsIt can be concluded that use of desensitizing agent under both high viscosity glass ionomer restorative materials and resin composites doesn’t affect the microleakage. Key words:High viscosity glass ionomer cement, composite resin, desensitizing agent, microleakage.

Purpose: To determine the instrumental color adjustment potential (CAP-I) of 3 universal composites at 2 time intervals and 2 depths. Methods: Omnichroma, Estelite Sigma Quick, and Filtek Universal Restorative were tested. Two types of specimens were prepared. For dual specimens, Class V restorations were created in anterior denture teeth and restored with resin composites. For single specimens, replications were fabricated with resin composites (n = 10). Unrestored teeth were used for comparison. Color was measured with a spectrophotometer at 24 h and 1 month, and CAP-I was calculated. Data were compared by analysis of variance followed by the Student t-test and paired sample t-test. Results:The CAP-I of tested materials ranged from 0.11 to 0.27 at 24 h and from 0.60 to 0.76 at 1 month. At 24 h, Omnichroma yielded the highest values, followed by Estelite Sigma Quick and Filtek Universal Restorative (P < 0.05). CAP-I was significantly higher at 1 month than at 24 h in all groups. In all groups, restorations with a depth of 3.0 mm yielded better results than restorations with a depth of 2.0 mm (P < 0.05). Conclusion: Storage time and restoration depth were positively associated with CAP-I. Single-shade and multi-shade universal composites are good alternatives for color-matched, esthetically satisfying restorations.

It can be concluded that diagnostic performance of the methods was insufficient for detecting incipient occlusal caries lesions by itself. Performance can be improved by using them with VI as a traditional caries detection method.

Ön bölgede diş kaybının hastada yarattığı estetik sorunlar diş hekimleri tarafından birçok şekilde çözüme kavuşturulabilir. Sabit bölümlü protez, implant üstü protez, hareketli protez, rezin tutuculu köprü bunlardan bazılarıdır. Fiberle güçlendirilmiş kompozit köprüler ise geleneksel tedavilere bir alternatif olarak, düşük maliyeti, kolay uygulanması, az zaman alması gibi özelliklerinden dolayı öne çıkmaktadır. 12 numaralı dişinin aşırı madde kaybı nedeniyle çekilmesi üzerine kliniğimize başvuran 25 yaşındaki erkek hastanın yapılan klinik ve radyolojik muayenesinde, ağız içi dokularının sağlıklı olduğu görülmüştür. Hasta daha ekonomik ve hızlı bir tedavi istediği için implant tedavisi yapılana kadar geçici olarak bu boşluğun, fiberle güçlendirilmiş rezin kompozit bir gövde kullanılarak restore edilmesine karar verilmiştir. Fiberle güçlendirilen rezin tutuculu köprüler; hızlı, ekonomik, estetik ve fonksiyonel bir minimal invaziv yaklaşımdır. Fiberle güçlendirilen rezin tutuculu köprüler; ekonomik açıdan kapsamlı tedavileri karşılamakta zorluk çeken ve uzun tedavileri tolere edemeyen hastalarda uygulanabilir.

Anoreksiya nervoza (AN), Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı-5'e göre enerji alımının gereksinimin altında kısıtlanması, kişinin yaşı, cinsiyeti, gelişimsel büyüme eğrisi ve vücut sağlığı bağlamında belirgin bir biçimde düşük bir vücut ağırlığının (VA) olması, VA artışından çok korkma

Amaç: Bu çalışmanın amacı, üniversal rezin kompozitlerin renk stabilitesi ve yüzey özellikleri üzerine yaygın kullanılan içeceklerin etkilerini in vitro olarak incelemektir. Gereç ve Yöntemler: Üç üniversal rezin kompozit (Omnichroa, Estelite Sigma Quick, Filtek Universal Restorative) ve 3 farklı içecek (kahve, portakal suyu ve kola) incelenmiştir. Distile su kontrol grubunda kullanıldı. Yüzey pürüzlülüğü ve renk stabilitesi değerlendirilmesi için her materyalden her içecek için disk şeklinde örnekler hazırlandı (n=10). Ölçümler polimerizasyondan 24 saat sonra ve içeceklerde bekletme işlem sorasında tekrarlandı. Ayrıca, su emilimi için ISO 4049:2009 standartları doğrultusunda her materyalden 10 tane örnek hazırlandı. Elde edilen veriler istatistiksel olarak tek yönlü varyans analizi, post hoc Tukey testi kullanılarak analiz edildi (p&lt;0.05). Bulgular: Distile su grupları tüm materyallerde en az ΔE00 değerlerini gösterdi. Her materyalde kahvede bekletme sonrası istatististiksel olarak anlamlı bir renk değişimi tespit edildi (p&lt;0.05). İçeceklerin restoratif materyallerin pürüzlülük değerlerinde anlamlı farklılığa yol açmadığı görüldü. Omnichroma’nın tüm içeceklerde diğer restoratif materyallere göre anlamlı derecede yüksek pürüzlülük gösterdiği saptandı (p&lt;0.05). Sonuç: Renklenme estetik restorasyonda önemli bir parametredir. Estetik restoratif materyallerin hem yüzey hem renk özellikleri dış kaynaklı renklendiricilerden etkilenmektedir. Bundan dolayı, hekimler estetik restoratif materyalleri kullandıkları tedavi yaklaşımlarında bu konun bilincinde olmalı ve hastalarını bilgilendirmelidirler.